Faşizm, radikal bir biçimde karşıt fakat yine de bağlantılı bir ideoloji geliştirerek ve her ne kadar daima taviz vermeyen bir milli benlik ve özerklik çerçevesi içinde olsa da, düşmanını, neredeyse birbirinin tıpatıp aynısı, yine de genellikle üzerinde oynanmış yöntemler kullanarak alt etmeye çalışan bir Marksizm karşıtlığıdır.
Bir çiçek bahçesi düşünün göz alabildiğince, bir okyanus düşünün uç dan uca dünyayı sarmış.. İşte insanoğluda dünyayı böyle sarmış sarmalamış. eğer ki çiçek bahçemiz tek tip çiçeklerden oluşmuş olsaydı, çiçeğin ne önemi vardı. okyanuslar kibir yapıp onca canlıyı kabullenmeseydi, su yığınından başka bir şey olur muydu. Biz insanlarda böyleyiz, eğer ki tüm dünya bir ırka ait olsaydı, bu sefer boylar ırkçılık yapmayacak mıydı , bu iş soyculuğa ve aileciliğe daha sonrada bencilliğe gitmeyecek miydi. İnsanoğlu ışığın renkleri gibi dağılmış dünyaya ve hepsi bir yer tutmuş kendine. kimi karanfil olmuş kimi gül. kimi papatya gibi narin, kimi lale gibi asil. İnsanoğlu ışığın renkleri gibi dağılmış dünyaya ve hepsi nasibini bulmuş bu okyanusta, kimi yüzeye yakın ışığı sever, kimi kuzeyde soğuğu sever, kimi karanlıkta mücadele verir, kimi ölse de hayat verir. Her ırk özünde güzeldir. yahşidir. yeter ki o toplumun eğitim düzeyi artsın ve kendi öz güzelliğinin farkına varsın. Azerbaycan bir karanfil, Türkiye bir lale, japonya bir sakura(kiraz ağacı çiçeği)dır. güzel bakmayı bilene.
Burada önemli olan ırkların başkalarına karşı değil, kendine karşı nasıl davrandığıdır, Kendi milletini seven ırklar sosyalist bir yapıya bürünüp Dünya devleti olurken .(Japonya, Kazakistan ,abd,ingiltere, Türkmenistan gibi) kendi milletinin hakkını yiyen , vergileri çarçur eden sisteme sahip milletler yerinde saymaktan öteye gidemiyor, (Türkiye,Yunanistan) Daha kötüsü ise kendi milletine kurşun sıkan bencil umursamaz yönetim toplulukları vardır ki gerçek faşist onlardır. (Arap devletleri Almanya,Rusya,Çin gibi) Biz Çinlileri sevip onlarla ticaret yapsak da onlar bize kurşun sıkar, biz Rus’ları sevip onlarla iyi geçinsek de bizi asimile ederler, biz din kardeşimiz deyip Arap’ları sevsek de onlar bizi öldürmek için fetva çıkartırlar. İşte gerçek faşist onlardır.
Bu Sitede, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır.Kabul EtRedetDevamını Oku
Privacy & Cookies Policy
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
BİZ FAŞİST DEĞİLİZ
Faşizm, radikal bir biçimde karşıt fakat yine de bağlantılı bir
ideoloji geliştirerek ve her ne kadar daima taviz vermeyen bir
milli benlik ve özerklik çerçevesi içinde olsa da, düşmanını,
neredeyse birbirinin tıpatıp aynısı, yine de genellikle üzerinde
oynanmış yöntemler kullanarak alt etmeye çalışan bir Marksizm karşıtlığıdır.
Bir çiçek bahçesi düşünün göz alabildiğince, bir okyanus düşünün uç dan uca dünyayı sarmış.. İşte insanoğluda dünyayı böyle sarmış sarmalamış. eğer ki çiçek bahçemiz tek tip çiçeklerden oluşmuş olsaydı, çiçeğin ne önemi vardı. okyanuslar kibir yapıp onca canlıyı kabullenmeseydi, su yığınından başka bir şey olur muydu. Biz insanlarda böyleyiz, eğer ki tüm dünya bir ırka ait olsaydı, bu sefer boylar ırkçılık yapmayacak mıydı , bu iş soyculuğa ve aileciliğe daha sonrada bencilliğe gitmeyecek miydi. İnsanoğlu ışığın renkleri gibi dağılmış dünyaya ve hepsi bir yer tutmuş kendine. kimi karanfil olmuş kimi gül. kimi papatya gibi narin, kimi lale gibi asil. İnsanoğlu ışığın renkleri gibi dağılmış dünyaya ve hepsi nasibini bulmuş bu okyanusta, kimi yüzeye yakın ışığı sever, kimi kuzeyde soğuğu sever, kimi karanlıkta mücadele verir, kimi ölse de hayat verir. Her ırk özünde güzeldir. yahşidir. yeter ki o toplumun eğitim düzeyi artsın ve kendi öz güzelliğinin farkına varsın. Azerbaycan bir karanfil, Türkiye bir lale, japonya bir sakura(kiraz ağacı çiçeği)dır. güzel bakmayı bilene.
Burada önemli olan ırkların başkalarına karşı değil, kendine karşı nasıl davrandığıdır, Kendi milletini seven ırklar sosyalist bir yapıya bürünüp Dünya devleti olurken .(Japonya, Kazakistan ,abd,ingiltere, Türkmenistan gibi) kendi milletinin hakkını yiyen , vergileri çarçur eden sisteme sahip milletler yerinde saymaktan öteye gidemiyor, (Türkiye,Yunanistan) Daha kötüsü ise kendi milletine kurşun sıkan bencil umursamaz yönetim toplulukları vardır ki gerçek faşist onlardır. (Arap devletleri Almanya,Rusya,Çin gibi) Biz Çinlileri sevip onlarla ticaret yapsak da onlar bize kurşun sıkar, biz Rus’ları sevip onlarla iyi geçinsek de bizi asimile ederler, biz din kardeşimiz deyip Arap’ları sevsek de onlar bizi öldürmek için fetva çıkartırlar. İşte gerçek faşist onlardır.
2 sene ago Genel