Semah, geçmişte ve bugün, Türk ve Turan toplumlarında görülen şaman töreni’dir. Semah, Tanrı’ya varan ilahi bir aşktır, genelde bağlama sesi ile dönülür, bağlama ise sadece Türk kültürüne ait saz çalgısı’dır. Anadolu’da alevi-bektaşi Türkmenleri tarafından uygulanan semah, geçmişte bütün Oğuz Türkleri tarafından orta asya’da dönülüyordu, bugün hala, sünniliğe veya şiiliğe geçmiş Oğuz Türkleri tarafından uygulanır, sünni olan Uygur Türklerinde, sünni olan Türkmenistan Türklerinde, Türkiye’nin alevi-bektaşi Türkmenlerinde, Türkiye’nin sufi-mevlevilerinde, Tuva Türklerinde, Horasan Türkmenlerinde ve hala şaman olan diğer Türk toplumlarında semah dönülüyor.
Semah, geçmişte ve bugün, özellikle göçebe hayatı yaşayan Türk toplumlarının hayat tarzında önemli bir rol alır. Semah’ın farklı dönüş şekilleri vardır, tek bir semah yoktur, oymağa, boya ve çoğrafya’ya göre değişir, ama temeli aynı’dır. Uzun süre göçebe hayatı yaşayan Türk toplumlarının hem semahı, hem oyun havaları genelde yuvarlak şekilde dönülür, Yörük Türklerinde zeybek oyunları ve Türkmenlerde dönerek oynanılan kaşık havaları gibi.
Aslen göçebe olan ve göçebe bir hayat tarzı yaşayan Türklerde, çoğumuz anadolu’da göçebeliği bırakmış olsak dahi, bugün hala eski hayat tarzımızın kültüründe ve eski dinimiz olan şamanismden eserler çok. Alevi-bektaşi Türklerin döndüğü semah, Türk mevlevilerinin döndüğü semazen, zeybek ve kaşık havalarımız, daha dün görülen çaput ağaçları, köylerde kapı’ya yılan derisi veya köpek kellesi asmak, nazar boncuğu, artık İslami bir şekilde olsa dahi topluca yağmur duası etmek ve daha sayabileceğim nice nice örneklerimiz var. Bizi ne kadar araplaştırmak isteseler dahi, köylerimizde (yani gerçek Türk kültüründe), atalarımızdan kalan öz Türk kültürümüz bilinçli veya bilinçsiz, hala yaşanıyor.
Anadolu’da semah/semazen/sema (üçünün temeli aynı) veya yağmur duası ve buna benzer orta asya eserleri, uzun süre ve hala, İslam’a geçtiğimizden sonra, cahillik olarak görüldü/görülüyor. Bazı din istismarcıları bu güzel kültürümüzü arapların cahiliye devri ile bir gördüler (kendilerini araplar ile kıyaslamaya çok meraklı olurlar), oysa bizim kültürümüzde hiç bir zaman kız çocukları gömülmedi, kadınlara satılık olarak davranılmadı, puta tapılmadı. Kültürümüzden utanıldı, görmemesizlikten gelindi, ‘o kültürümüz cahiliye devrimiz idi’ denildi, bu kültürümüzü yaşamaya devam edenler hor görüldü, yakıldı, onlara bel aşağı iftiralar atıldı, kültürümüzden utandıklarından dolayı bu kültürümüzü hala yaşayanlar İslam dışı olarak görüldü, gerçek Türklük olduğu halde Türklük dışı ilan edildi, geçmişini inkar edenler tarafından bu kültürümüz farisilerin eski dini zerdüştçülük ile kıyaslandı, yeter ki kendi kültürümüz olarak kabul görülmesin diye.
Anadolu’da bir kaç milyon Türkmen tarafından yaşanılsa dahi ve yarın bir gün bu da bitse dahi, orta asya Türk toplumlarında öz kültürümüz daima görülecektir, daima yaşanılacaktır. Tanrı Türk’ü ve Türk kültürünü korusun.
Bu Sitede, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır.Kabul EtRedetDevamını Oku
Privacy & Cookies Policy
Privacy Overview
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
Semah
Semah, geçmişte ve bugün, Türk ve Turan toplumlarında görülen şaman töreni’dir.
Semah, Tanrı’ya varan ilahi bir aşktır, genelde bağlama sesi ile dönülür, bağlama ise sadece Türk kültürüne ait saz çalgısı’dır. Anadolu’da alevi-bektaşi Türkmenleri tarafından uygulanan semah, geçmişte bütün Oğuz Türkleri tarafından orta asya’da dönülüyordu, bugün hala, sünniliğe veya şiiliğe geçmiş Oğuz Türkleri tarafından uygulanır, sünni olan Uygur Türklerinde, sünni olan Türkmenistan Türklerinde, Türkiye’nin alevi-bektaşi Türkmenlerinde, Türkiye’nin sufi-mevlevilerinde, Tuva Türklerinde, Horasan Türkmenlerinde ve hala şaman olan diğer Türk toplumlarında semah dönülüyor.
Semah, geçmişte ve bugün, özellikle göçebe hayatı yaşayan Türk toplumlarının hayat tarzında önemli bir rol alır. Semah’ın farklı dönüş şekilleri vardır, tek bir semah yoktur, oymağa, boya ve çoğrafya’ya göre değişir, ama temeli aynı’dır. Uzun süre göçebe hayatı yaşayan Türk toplumlarının hem semahı, hem oyun havaları genelde yuvarlak şekilde dönülür, Yörük Türklerinde zeybek oyunları ve Türkmenlerde dönerek oynanılan kaşık havaları gibi.
Aslen göçebe olan ve göçebe bir hayat tarzı yaşayan Türklerde, çoğumuz anadolu’da göçebeliği bırakmış olsak dahi, bugün hala eski hayat tarzımızın kültüründe ve eski dinimiz olan şamanismden eserler çok. Alevi-bektaşi Türklerin döndüğü semah, Türk mevlevilerinin döndüğü semazen, zeybek ve kaşık havalarımız, daha dün görülen çaput ağaçları, köylerde kapı’ya yılan derisi veya köpek kellesi asmak, nazar boncuğu, artık İslami bir şekilde olsa dahi topluca yağmur duası etmek ve daha sayabileceğim nice nice örneklerimiz var. Bizi ne kadar araplaştırmak isteseler dahi, köylerimizde (yani gerçek Türk kültüründe), atalarımızdan kalan öz Türk kültürümüz bilinçli veya bilinçsiz, hala yaşanıyor.
Anadolu’da semah/semazen/sema (üçünün temeli aynı) veya yağmur duası ve buna benzer orta asya eserleri, uzun süre ve hala, İslam’a geçtiğimizden sonra, cahillik olarak görüldü/görülüyor. Bazı din istismarcıları bu güzel kültürümüzü arapların cahiliye devri ile bir gördüler (kendilerini araplar ile kıyaslamaya çok meraklı olurlar), oysa bizim kültürümüzde hiç bir zaman kız çocukları gömülmedi, kadınlara satılık olarak davranılmadı, puta tapılmadı. Kültürümüzden utanıldı, görmemesizlikten gelindi, ‘o kültürümüz cahiliye devrimiz idi’ denildi, bu kültürümüzü yaşamaya devam edenler hor görüldü, yakıldı, onlara bel aşağı iftiralar atıldı, kültürümüzden utandıklarından dolayı bu kültürümüzü hala yaşayanlar İslam dışı olarak görüldü, gerçek Türklük olduğu halde Türklük dışı ilan edildi, geçmişini inkar edenler tarafından bu kültürümüz farisilerin eski dini zerdüştçülük ile kıyaslandı, yeter ki kendi kültürümüz olarak kabul görülmesin diye.
Anadolu’da bir kaç milyon Türkmen tarafından yaşanılsa dahi ve yarın bir gün bu da bitse dahi, orta asya Türk toplumlarında öz kültürümüz daima görülecektir, daima yaşanılacaktır. Tanrı Türk’ü ve Türk kültürünü korusun.
5 sene ago Kültür - Sanat • Tags: orta asya, Semah, türk, Türkçülük