VI MEHMET VAHİDEDDİN (SULTAN VAHDETTİN)

İçerik Şeması

MİLLÎ MÜCADELE KARŞITI İNGİLİZ DOSTU MEHMET VAHİDEDDİN

Türk Milletinin kurtuluş savaşı sırasında Osmanlı tahtında bulunan Mehmet Vahdettin Türk milletinin aleyhinde fikirlerin ve eylemlerin içinde olmuştur. Şehzadeliği esnasında İttihat ve Terakki karşıtı bir politika benimseyen Vahdetin Sonradan beş kez sadrazamı olacak. Damat Ferit paşa’nın kurucuları arasında yer aldığı itilâf ve hürriyet firmasını yakından takip etti. Damat Ferit’in genel başkanı olduğu hürriyet ve itilâf fırkası genel anlamda Liberalizmi ve meşrutiyet rejimini benimsemiş. İttahat ve Terakki muhalifi olarak siyasetini sürdürmüştür. Fırkanın en önemli destekçisi şüphesiz şehzade Vahdetin olmuştur. Osmanlı ordusunun içinde bulunduğu durum ve siyasetin orduya bulaşması sonucunda. İtilaf ve hürriyet firmasının da etkisi ile kaybedilen 1 Balkan savaşı fırkanın Türk tarihinde ki ilk kara lekesi olmuştur.

Gelelim konumuza Mehmet Vahdettin ve Damat Ferit hükümetinin Kuvaiye milliye düşmanlığı ve Kurutuluş Savaşı’nın aleyhinde Faaliyetlerini özetleyelim. İlk iş olarak olarak Vahdetin döneminin Hükümetinde görevli olan Paşalarının ifadelerine bakalım  Adalet bakanı Ali Rüştü efendi diyor ki

“Hükümet Yunan ordusunun ileri harekatını protesto etmek niyetinde değildir. Çünkü Yunan ordusu Bizim programımıza Uygun olarak Mustafa Kemale ceza verme işini yapıyor “

Ali Rüştü efendi

SÖZDE HİLAFET ORDUSUNUN TEMELLERİ ATILIYOR

8 Nisan 1920 de sadrazam Ferit paşa! İngiliz işgal güçlerinin komutanı Robeck’i Ziyaret ederek İngiliz güçlerinden Anadolu Harekatını bastırması için yardım istedi .   Vahdetin ‘in onayı ile 8 Nisan 1920’de de birleşik krallık’dan izin alan Ferit paşa 18 Nisan 1920’de sözde Hilafet ordusunun temellerini 18 Nisan 1920’de atar. Vahdettin’in emri ile Ahmet Aznavur ve Süleyman şefik paşa gibi isimler komutanı olarak atanır.  Kuruluşun ardından damat Ferit Dürizade Abdullah efendiye Milliyetçilerin Hain olduğunu öldürülmeleri gerektiğini bu görevin vatani bir görev olduğunu belirten fetvalar yazdırır. Ve yazdırdığı fetvalar Yunan uçaklarının marifetiyle Anadolu’da dağıtılır .

Sözde Hilâfet ordusunun maaşını İngiltere ve müttefik kuvvetler ortak olarak karşılıyor 30 ve 150 lira aralığında hibeler dağıtıyordu. Ayrıca İzmit limanı üzerinde birleşik krallık donanması Hilafet ordusu adı verilen İHANET şebekesine destek veriyordu. Kahraman Türk ordusunun ve Necip Türk milletinin sarsılmaz gücü altında ezilip kaçmak zorunda kalan hilafet ordusu 25 Haziran’da 1920’de kaldırılır. Hilafet ordusunun önde gelenlerine sultan Vahdetin ‘in Mecidiye madalyası verdiği bilinir. Ayrıca Damat Ferit ile birlikte sultan Vahdetin 10 Nisan 1920’de Kurtuluş Savaşı’nı kınayan söylemlerde bulundu.

MİLLİ MÜCADELE VE MİLLİ DERNEKLERE ENGEL

11 Nisan 1920’de Padişah iradesinde şöyle söyleniyor “ Siyasi Durum düzelmeye giderken Anadolu’daki ayaklanmalar durumu büsbütün bozmaktadır”  padişah kurtuluş savaşını bir ayaklanma bir isyan olarak görürken işgal ordularını dostu olarak görüyordu. 12 Nisan 1920’de Refi Cevat Kuvaiye Milliyeden “Din ve Vatan düşmanları” böyle tepelenir diyerek bahsediyordu .   13 Nisan 1920’de ise bir bakan “ Kuvaiye milliye hareketi pek çirkindir . Vazgeçirmeye çalışacağız aksi halde cezalandıracagız İhtiyaç olursa jandarma kuvveti kuracağız” demektedir. 15 Nisan 1920’de ise iç işleri bakanı Reşit Bey “ verilen sürenin sonunda Kuvaiye Milliyecilerin bastırılacağını  kuvvet kullanılacağını belirtmektedir. 8 Mayıs 1919’da Vahdetin’ in emri ile Paşa olan Ahmet Aznavur’ un 15 Mayıs 1920’de iç işleri bakanı Reşit beyin ifadesi ile Anadolu hareketini Yok etmek amacıyla harekete geçtiğini söyleyebiliriz.

11 Nisan 1920’de ise Sultan Vahdettin’in emri ile Harp divanı Kuvaiye milliye hareketine katılan kadroların hakkın da idam kararı çıkarır. Sultan Vahdettin bu kararı 24 Mayıs 1920’de onaylanmıştır. Sultan Vahdettin 13 Mayıs 1920’de 13 hilafet ordusu mensubuna mecidiye nişanı verdi.  Vahdettin 13 Temmuz 1920’de ise Kuvaiye milliyeye mensup subaylara yakalanmaları durumunda yedişer yıl hapis cezası verilmesine yönelik kararı onayladı.

10 Ağustos 1920’de ise Osmanlı hükümeti Vahdettin tarafından oluşturulan Saltanat şurası ile birlikte Sevr antlaşmasını onaylamıştır.    

23  Mart 1921’de Vahdettin’in İngiliz işgal komutanı ile yaptığı görüşmede Millî kuvvetlerimiz için “ Mustafa Kemal kökeni Bilinmeyen Makedonyalı bir asidir onun kanı Sırp, Bulgar veya yunan kanı olabilir onların arasında tek bir Türk yoktur diyordu ayrıca Anadolu’da Erki bir şekilde ele geçirmiş bir avuç eşkıya demektedir. Sultan Vahdettin’in emri ile bütün vilayetlere İHANET içindeki paşalar vali veya kaymakam olarak atanmıştır ve bu atanan Ali Galip vb  Millî Mücadeleyi ve millî derneklerin faaliyetlerini engellemek istemektedir.

SULTAN VAHİDEDDİN’İN KRİTİK EMRİ

7 Ağustos 1922’de Vahdettin’in İngiliz Rumbol’da ile görüşmesi esnasında “ Millici Liderlerin bir Hükümet olmadığı onların birer eşkıya olduklarını İttahat ve Terakki çetecisi olduklarını Bolşevik olduklarını Kendisinin ve hükümetinin barış yapmaya hazır olduklarını” söyleyecektir. Vahdetin ’in emri ile Atatürk’ün  Samsun’a çıktığı günden beridir Hakkında çeşitli kara propagandalar başlamış Kurtuluş Hareketine savaş açılmış İtilâf Kuvvetleri ile işbirliği içinde Anadolu Hareketini bastırmak için binlerce tertip planlamış ve binlerce hain harekete geçirmiş ise de Anadolu Türkü kadın erkek çoluk çocuk Düşman işgalinden kurtuluşu “İŞ BİRLİKÇİ HAİNLERE RAĞMEN BAŞARMIŞTIR.” Vahdettin’in damat Ferit marifetiyle kurduğu hükümetlerin genellikle Fikirleri yukarıda söylediğim gibidir örnekler ile gördüğünüz üzere Sultan Vahdettin’in başında bulunduğu bu hükümet Kurtuluş yanlısı mı ? Emperyalist işgal güçlerinin komutanımı ? Vicdanımız ile karar verelim takdir yüce Türk milletinindir.  

YUNAN ZAFERİNİ BEKLEYEN PİYONLAR  

Vahdettin’in bizzatihi emri  ile Paşa yapılarak Anadolu’da Millî küvetleri yenmek için görevlendirilen Ahmet Aznavur ’un bir açıklaması şöyledir.

“Padişah Yunanlılara karşı harp edilmesine razı değildir onlar bizim dostumuzdur padişahın ve halifenin rızasına karşı onlara silah çekmek küfür ve isyandır “

Ahmet Aznavur Paşa

demektedir. 14 Mayıs 1920’de ise düzenlenen bir dini törende İzmirli vaiz İsmail Hakkı efendi.

“Padişahın ordusunun Kuvaiye inzibatiye ‘nin Asileri Milliyetçileri mağlup etmesi için Dua ederek kalabalığa hitap etti . Yarabbi sen bizi ıslah et içimizdeki vatan ve İngiliz düşmanlarını yenelim caniler hal ettiği cezaları alsınlar”

İsmail Hakkı efendi

Demektedir. Dönemin Osmanlı basını “Yunan kuvvetleri kısa sürede Mustafa Kemal kuvvetleri denilen eşkıya sürüsünü dağıtacaktır” manşeti atıyor Halifenin ordusunun olmayan başarılarını anlatıyordu. 19 Ağustos 1921’de Ali Kemal Haini şöyle diyecekti “Yunan kuvvetleri Ankara kapılarına dayanmıştır Mustafa Kemal ve çetesi için çekilecek kaçacak yer kalmamıştır şimdi hesap sorma vaktidir demektedir .  

Görünen o ki devrin Osmanlı Hükümeti , Padişah ve Osmanlı Basını kamuoyu ile birlikte Millî mücadeleye karşı dernek ve kurumların desteği ile İHANET şebekesine dönüşmüştür. Osmanlı Hükümetinin içinde bulunduğu bürokratik durum gözler önüne serilmeye çalışılan bu makalede Vahdettin’in ve İstanbul’da kurduğu hükümetinin yapmış olduğu İHANET suçunun bazı yönlerini anlattım ve Kuvaiye milliyenin iç ve dış hainlere rağmen Kazandığı büyük zaferin önemini belirtmeye çalıştım .  Sultan Vahdettin’in Millî kuvvetlerimizi desteklediği haksız yere Saltanatın kaldırıldığı ve sürgün edildiğini iddia edenlerin hepsine nasihat olsun bu sözler istediğiniz şekilde ARAŞTIRABİLİRSİNİZ !  

İHANET BASINI VE İŞGAL YANLISI DERNEKLER   

Kurtuluş Savaşı sırasında dönemin basın organlarında bile yerli iş birlikçi hainlerin izlerini görmek mm mümkündür. 

  1. İhanet basını;  
  2. Peyam-ı sabah  
  3. Alemdar
  4. İstanbul
  5. Ümit 

Görüldüğü üzere kurtuluş savaşı döneminde İngiliz muhipleri cemiyeti , Wilson prensipleri cemiyeti İslam teali cemiyeti, Kürt teali cemiyeti, Mavi mira cemiyeti ve etnik eterya Pontus cemiyetleri  ile birlikte Osmanlı yönetimi Padişahı, Sadrazamı, Hükümeti, Basını ve Sivil toplum kuruluşları ile Topyekûn Emperyalist Rum işgaline teslim olmuş umudu İngiliz’in torpidosunda bulmuş vaziyettedir.

Türk milleti topyekûn olarak Anadolu’da Sarışın Bozkurdun önderliğinde Emperyalist işgali ve İngiliz gemilerinin tacizlerini Kabul etmeyerek “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER ” iradesinde birleşmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Anadolu halkının büyük fedakarlığı ile birlikte zafere ulaştırdığı KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN KAHRAMANLARINI SAYGIYLA SELAMLIYORUM ! 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir